07 Kasım 2018

2018: BEÜ’NÜN NÜFUSU 40 BİN 500

    
18 bin öğrenci, 18 bin müşteri;
kentimize hoş geldiniz !
Milletin bir parçasının ötekini öncelikle “hasılat” olarak algıladığı sistemde ulusal, dinsel, kültürel değerlerin sadece havası kalmıyor mu?
  İbrahim Akyürek  
       
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) yavaş yavaş ortadan kaldırılınca, ocaklar kapatılmaya, kiralanmaya başlanınca işçilerin yerini öğrencilerin, hastaların alacağı yıllar önce konuşuluyordu zaten
Hedef belliydi; şehrin merkezini Tıp fakültesi ve Üniversite kurtaracaktı. 
Sonunda planlanan oldu; maden işçilerinin yerini hastalar, öğrenciler ve onların barındığı kurumlardaki işçiler aldı.
Eskiden esnaf için, siyasetçiler için  maden işçisi neyse, ne işe yarıyorsa hastalar ve öğrenciler o işe yarıyor artık.
Rektör bile bugünlerde üniversitenin artacak öğrenci kapasitesinden şişinerek sözediyor. Öğrenciye yatırım yapanlar, yapacak olanlar zevkten dört köşe.
Merkezin iştahını kabarttığının Rektör de farkında. Rektör sanki bir işadamı, yatırımcı. Bu farkındalık o kadar yaygın ki; üniversitenin yeni kapısının alışveriş merkezine yönlendirildiği bile söyleniyor. Kozlu sahil yolu; “cazibe merkezi” ve “marka” düşkünü  “Zonguldak Sevdalıları”nın iştahını kabartıyor. Yol üzerinde sıradan bir Belediye çay bahçesi bile kalmayacak çok yakında.
Üniversite bünyesinde bölüm üzerine bölüm açılıyor. Doğal olarak seviniyorsunuz.
Eğitimin niteliğinden, noksanlarından, mezun olacakların iş bulma olanaklarından konuşan, yazan var mı? Hepsinden önemlisi bu kadar genç insanın konuk olacağı kentteki sosyal ve kültürel gereksinmeler üzerine derin tartışmalar, düşünceler var mı?
Aklınıza bu sorular gelince sevinciniz yarım kalıyor.
Parti temsilcileri, yerel basın, milletvekilleri, esnaf  (bir avuç öğrenci, öğretim üyesi, gazeteci dışında herkes)  ötekini, öteki de kendini müşteri olarak kabullenmiş durumda.
Yabancılaşmanın daniskası bu !
Çocuğunu başka bir kente üniversite eğitimi için gönderen bir esnaf  o kente aynı zamanda “müşteri” gönderiyor. O kentten gelen öğrenci de bu esnafın “müşterisi” artık. Herkes herkesi öncelikle  “ekmek parası” olarak algılıyor. Eğitim, öğretim, barınma, sağlık işin palavrası.
Yabancılaşmanın en rezili eğitim ve sağlık üzerinde yaşanıyor.
Ekmek parası kavramı bir zamanlar bir masumiyeti, günlük yeterli rızkı ifade ederken şimdi ötekini araklamayı, ticari hırsı akla getiriyor.
Milletin bir parçasının ötekini öncelikle “hasılat” olarak algıladığı sistemde ulusal, dinsel, kültürel değerlerin sadece havası kalmıyor mu?
Hem de nasıl kalıyor; “birlik ve beraberlik içinde” herkes herkese hava atıyor, herkes herkesle didişiyor.
  Ağustos 2009  
(Zonguldak Yazıları Kitabı)
             
BEÜ’NÜN NÜFUSU 40 BİN 500
Bülent Ecevit Üniversitesi(BEÜ) Rektörü Prof. Mustafa Çufalı, dün Zonguldak’taki basın mensuplarını kabul etti.
http://www.inanisgazetesi.com/haber-beu-nun-nufusu-40-bin-500-25275.html