12 Ağustos 2020


 Bir Ömür Tiyatro; Mücap Ofluoğlu 

Ofluoğlu, 1923 yılında İstanbul’da doğmuştu. Küçük yaşlardan itibaren tiyatroya meraklıydı. Lisede oluşturdukları tiyatro grubunda başarı gösterince edebiyat öğretmeni tarafından konservatuara yönlendirildi. Ancak bu yolda attığı ilk adımlar sonuçsuz kaldı. 1938 yılında, 15 yaşında Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nün sınavlarına girdi. Konservatuarın açılışının henüz üçüncü yılıydı. Galatasaray Lisesi’nde 100 kişinin katıldığı bir sınava girdi. İlk üçe kaldı, ancak İstanbul’dan sadece bir aday alınacaktı. O da ilerleyen yıllarda adından hayli bahsettirecek olan Nihat Aybars oldu. Ofluoğlu yılmadı, ertesi sene yine hazırlandı sınava. Ancak bu kez de sınavı İsmet Ay kazandı. Ofluoğlu tiyatrodan vazgeçmedi ama hayatını idame ettirmek zorundaydı. Maden mühendisi olmaya karar vererek Zonguldak’a gitti. Sahne tozu yerine, Üzülmez Ocağı’nda kömür tozu yutmak kalbinde derin yaralar açtı. Eğitim ve askerliğin ardından, yedi yıl sonra İstanbul’da göreve başladı. Hayvan Borsası’nda bir memur olmuştu. Tiyatrodan uzak kaldığı yıllarda, arkadaşı Faruk Kenç’in yardımlarıyla bazı sinema filmlerinde oynadı. Ama onun tutkusu tiyatroydu. Kendi söylemiyle, “perde açıldıkça yükselen bir avuç alkış”ı istiyordu. Annesi oğlunun tiyatrodan uzak kaldığı için yaşadığı üzüntüye dayanamadı ve hiç tanımadığı birine, usta tiyatrocu Muhsin Ertuğrul’a mektup yazdı. Mektupta oğlunun tiyatro sevdasını uzun uzun anlattı. Ertuğrul, bu samimi mektuba kayıtsız kalamayarak Mücap Ofluoğlu’nu Şehir Tiyatroları’na çağırdı. Şöyle demişti Ertuğrul: “Anne sevgisinin destanı olan mektubu defalarca okudum. Çocuğunuzu bekliyorum, gelsin bana. Kendisini tanımak ve meşgul olmak isterim.
  ”MADENCİLER IŞIĞI GÖRÜR
Mücap Ofluoğlu'nun hayatının da madenden geçtiğini belirterek değinen Sunay Akın, "İstanbul'dan Ankara'ya tiyatro seçmeleri için giden Mücap Ofluoğlu, seçilemedikten sonra işsiz kaldığı için Zonguldak madenlerinde çalışmaya başlıyor. Yerin 1500 metre altında bile fenerlerle aydınlattığı yerde arkadaşlarına tiyatro yapan Mücap, arkadaşlarını Zonguldak'a gelen bir tiyatroya götürüyor. Tiyatroyu izlerken ağlayan Mücap'ı gören arkadaşları sonraki gün aralarında topladıkları para ile Mücap'ın yerinin maden olmadığını söylediler. Ondaki ışığı gören madenci arkadaşları onun tiyatrocu olması gerektiğini söylediler. Onu madene almayıp kendisine bir fırsat vermesi için İstanbul'a yolladılar. Madencilerimizin değerini bilelim ve değerini bilmediğimiz ve tanımadığımız önemli kişiler, madencisinden tiyatrocusuna kadar hepsi bizim ayıbımızdır" dedi.    

                 
https://www.kulistiyatro.com/post/2018/01/14/bir-%C3%B6m%C3%BCr-tiyatro-m%C3%BCcap-ofluo%C4%9Flu