
‘İmar Barışı’nın sosyolojik dili
Şükrü Aslan BirgünUygulamaya İmar Affı değil de İmar Barışı denilmesi bir tercihtir ve kuşkusuz kendine özgü sosyolojik bir anlamı vardır. Barış ifadesi açık ya da örtük daha önce yaşanmış bir tür ‘savaş’a ve onun ardından taraflar arasında gerçekleşmiş bir sulh mutabakatına işaret ediyor.
Özetle kamu ya da vatandaş ama herkes son yılların moda deyimi kazan kazan ilkesiyle bu barıştan ‘kazançlı’ çıkmış görünmektedir. İmar Barışının aziz millet tarafından güle oynaya karşılık bulmasının nedeni de herhalde budur.
Bir sulh mutabakatı olarak İmar Barışı, ülkenin kentleşme, mülkiyet hakkı ve bina güvenliği ile ilgili adım adım kaybettiği savaşın son aşamasıdır. Bir adım öncesinde işgal edilmiş kamu arazileriyle (2B) ilgili yasal düzenlemeler vardı. Son 20 yılda şehirlerimizi beton yığınına çeviren binlerce imar izinlerini hesaplamak ise artık olanaksız. İmar Barışı, önceki bütün bu düzenlemelerin eksik bıraktığı her şeyi tamamlamış; kamudan çalınan ne varsa geri gelmemek üzere yasallaştırmıştır.
