24 Ocak 2021

   

                       

'Sarı gazetecilik ve savaş'

 Cemal Tunçdemir   T24 

1898 yılında Amerikan İspanyol gerilimi tırmandığı zaman, sonradan ‘Yurttaş Kane’ filmine de konu olacak medya patronu William Randolph Hearst, dönemin ünlü çizeri Frederic Remington’ı, gelişmeleri bildirmesi için Küba’ya göndermişti. Henüz savaşı başlatacak olan ABD’nin Maine gemisinin gizemli şekilde batması olayı gerçekleşmemişti. Küba’ya vardığında ortalıkta hiçbir savaş emaresi görmedi. Bir süre sona canı sıkıldı ve ‘Burda savaş falan yok. Sessizlik hakim. dönmek istiyorum’ diye yazan bir telgraf çekti. Hearst’ün, ona, ‘’Lütfen kal. Sen orada resimlerini döşe, ben de burada savaşı...’ yanıtı medya tarihine geçti. 
Neden bir muhabir değil de bir çizer gönderilmişti? Çünkü henüz halkın önemli bir kısmı okur yazar değildi. Karikatüristlerin, yazar ve muhabirlerden daha fazla geniş kesimleri etkilediği yıllardı. Çizgi karakterlerin takipçisi, yazarların takipçisinden fazlaydı. Her gün düzenli yayınlanan ilk çizgi karakter Hogan’s Alley oldu. Renginden dolayı Yellow Kid (sarı çocuk)’ olarak ünlendi. Richard Outcalt tarafından yaratılan karakter, Joseph Pulitzer’in New York World gazetesinde 1895 yılında yayına başladı. Pulitzer’in can düşmanı Hearst, 1896'da New York World’ten Outcalt dahil çok sayıda yazar ve çizeri kendi gazetesi New York Journal’a transfer etti ve savaşı başlattı. Her iki gazete de ‘Yellow Kid’ çizgi karakterini hergün yayınlamaya devam etti (World’tekini George Luks çizmeye başladı). Bir yandan da bu karakterin yayın hakkı kime ait diye korkunç bir savaşa girdiler. İki gazetenin girdiği tiraj kavgası, sansasyonel, sığ, demagojik, gerçeklerden kopuk, masa başında kurgulanan haberlerle dolu bir gazetecilik diline savrulmalarına neden oldu. Kavganın görünüşteki çıkış sebebi olan ‘Sarı Çocuk’tan dolayı, bu gazetecilik türüne ‘sarı gazetecilik (yellow journalism)’ denmeye başlandı. 

Sarı Gazetecilik