Mehmet Torun - Birgün
Yandaş şirketler madenlere de hâkim: Osmanlı’nın maden imtiyazları sahnede
Genç Cumhuriyet ekonomisine katkıda bulunmak ve kalkınmaya yönelik yatırımları gerçekleştirmek amacıyla 1933 yılında Sümerbank kuruldu ve madencilik sektörüne finans sağlama görevini üstlendi. Ülkenin doğal kaynaklarının tespitine yönelik bilimsel çalışmalar yapılması ve maden aramalarına başlanması gerektiği bilinciyle 14 Haziran 1935 tarihinde Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü (MTA) kuruldu. Aynı gün 2805 sayılı yasa ile, “ Madencilik, Enerji Üretimi ve Dağıtımı alanlarında faaliyet göstermek üzere” ETİBANK kuruldu. Etibank'a, kuruluş kanununun 5. maddesinde “MTA'nın araştırmaları sonucunda verimliliği ve işletilebilirliği tespit olunan sahalarda Bakanlığın onayı ile işletmeler kurup, üretimi gerçekleştirmek görevleri verildi.. MTA, ekonomik değere haiz sahaları ilgili Bakanlık kanalıyla Etibank'a devretmeye, ETİBANK da bu kaynakları işletmeye zorunlu kılındı.” Bu üçlü sac ayak modeli ile madencilik sektöründe ciddi bir ilerleme kaydedildi. 1939 yılında Karabük Demir Çelik fabrikası, aynı yıllarda Divriği demir madeni üretime başladı. 1940 yılında Zonguldak kömür madenleri millileştirildi ve demir çelik sektörünün hammadde ihtiyacını karşılamaya başladı.
BARKER RAPORU
1950’lerin başında bu modelden vazgeçildi. 15 Mayıs 1951 tarihli Barker Raporu ile “ağır makine ve maden mamüllerinin” gelişmemesi istenirken;
1- “Zonguldak Kömür Havzasının inkişafı için hiçbir taahhüde girişilmemelidir.
2- Hususi maden arama ve işletme faaliyetlerine yol açacak bir madencilik politikası kabul edilmelidir. Hükümetin, hususi sermayedar grupları petrol araştırma ve işletmelerinden uzak tutma politikasını yeniden tetkik etmesi lazımdır.
3- Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü tarafından yapılan tetkiklerin neticeleri halkın istifadelerine açık tutulmalıdır” şeklinde öneriler geliştirildi.
Barker Raporu, yabancı sermayenin özel sektör yoluyla madenlerimize ve yeraltı kaynaklarımıza kolayca erişmesini sağlamak istedi. Üçüncü öneri ile; özel teşebbüsün ve yabancı sermayenin, pahalı ve riskli olan maden arama aşamasına katılmaksızın, kamunun bu alanda yapacağı harcamaların sonuçlarından yararlanılması istendi. Bu dönemde sırasıyla;
a) 18 Ocak 1954 tarihinde 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu,
b) 7 Mart 1954 tarihinde 6326 sayılı Petrol Kanunu,
c) 11 Mart 1954 tarihinde 6309 sayılı Maden Kanunu yürürlüğe girdi.
Bu yasalar ile madencilik sektöründe özel teşebbüsün ve yabancı sermayenin önü açıldı.