Ceza hukukçusu Prof. Dr. Adem Sözüer, “Hükümet, ‘Ben kusurluyum’ demeli ve tazminatlar bakımından sorumluluğu üzerine almalı. Aksi takdirde davaların ardı arkası kesilmez” diyor.
"HÜKÜMETLER GÖZ YUMDU"
- Tüm sorumluların cezalandırılması mümkün değilse ne yapılmalı?
Her sorun salt ceza sorumluluğu ile çözümlenemez. Siyasi sorumluluk var. İdari sorumluluk var. Bu işin sorumlusu öncelikle hükümetlerdir. Onlar göz yumdu. Tüm bu yapılaşma siyasi yetkililerin bilgisi dışında olabilir mi? Bunun en büyük göstergesi şu; deprem olmasaydı yeni imar affı çıkacaktı. Kanun teklifi verilmişti. Bu nedenle devleti yönetenler, hükümet ‘Ben kusurluyum’ demeli. İşte bu dönüm noktası olur. Özellikle tazminatlar bakımından devlet sorumluluğu üzerine almalı. Bir daha vatandaş gidip dava açmak zorunda kalmamalı. Aksi taktirde davaların ardı arkası kesilmez. En net ve kestirme yol, idarenin sorumluluğu üstlenmesi ve vatandaşa tazminat ödemesi. Ama başta hükümet kimse gerçek bir öz eleştiri yapmıyor. Tek suçlu deprem ilan ediliyor. Onun da istifa gibi niyeti yok.
"BELEDİYE PARTİLERİ"
Birçok kişi ifade ediyor: Türkiye’de belediye partisi diye bir parti var. Orada hem iktidar hem de muhalefet ortaktır. Orada işler farklı yürür. Kaçak yapılaşmada hemfikirdirler. Öyle olmasa yürümez bu işler. "Belediye partileri" uygulaması kalkmalı. Kanunları uygulamalılar. Muhalefet samimi ise ‘Kaçak yapılaşmaya göz yumanları bir daha aday göstermeyeceğim’ desin. Ama Depremden sonra dahi kaçak yapılaşma devam ediyor.