Kürşat Coşgun |
Deprem ve iki sembol
Böylesi dehşet dolu yıkım, ölüm, göç dönemini izleyen zamanda hem bireyler hem de toplum dönüşür. İnsanız, yaşamaya yazgılıyız. Değişen koşullara uyumlanabildiği için insan bir tür olarak hayatta kaldı. Yine böyle olacak. Yaşayabilmek için uyumlanıcı bir dönüşüm geçirmek zorundayız.
İnsanlar ve toplumlar yıkım sonrası uyumlanıcı dönüşüm için iki olanak barındırıyorlar benliklerinde. Her iki olanak da insan zihninin sembolleştirme işlevi ile mümkün olacak. Maraş depremini zihinlerimizde hangi sembolle anlamlandırabilirsek dönüşüm o yönde olacak. Sembolleştirmeyi sağlayacak olan şu soruya verilen yanıt olacak. Neden oldu, sorumlusu kimdi? Kaçınılmaz, öngörülemez bir doğal afet mi, sorumlularının hesap vermesi gereken bir ihmal mi yıkıma neden oldu?
İşte bu soruya verilecek yanıt, dönüşüm için belirleyici hattı çizecek. Özellikle depreme yakalanıp sağ kalanlar, yakınları ölürken kendileri kurtulanlar da bu soruya yanıt arıyorlar zaten. O eve taşınmasaydım, oraya yerleşmeseydim gibi öngörülemeyecek riskleri bilmeleri zorunluymuş gibi suçluluk hissetmeleri de bu soruyla ilişkili. Deprem riskini, konutun güvenliğini, inşaatın kalitesini, fay hattının nereden geçtiğini bilmesi ve önlem alması gerekenin kendisi olmadığını kabullenmesi pek kolay olmayacak insanların. Bütün bunlar benim sorumluluğumsa devlet, hükümet, belediye, ruhsat dairesi neden var o zaman diye sormasını bekleyemeyiz insanların.
Selçuk Candansayar Birgün