20 Mart 2018


"İnsan dayanışması 
tüketim pazarı zaferinin 
ilk kurbanıdır" 

KİTAP

Zonguldak Kitapları Sergisi Başladı
Zonguldaklı yazarların ve Zonguldak’ı yazan yazarların kitaplarından oluşan sergi 3 Mart 2018 cumartesi günü SergiOdası'nda başladı.
2017 ve 2018 yılında çıkan yeni yayınlara, basım tarihi 1985 yılı öncesi olan kitaplara, konusu maden ortamında geçen yerli ve yabancı filmlere, yazar Rıfat Ilgaz ve A. Mümtaz İdil'e ayrı birer bölüm ayrılan sergide üç yüzü aşkın kitap yer alıyor. 
Bir ay sürecek olan olan kitap sergisi, geçen yıl  aramızdan ayrılan Odatv Ankara temsilcisi yazar Ahmet Mümtaz İdil'in anısına düzenlendi.
Zonguldak SergiOdası'nın en çok ilgi gören etkinliklerinden olan sergi, kent tarihi üzerine çalışan araştırmacılar ve meraklılar için fırsat oluşturuyor.
3 Mart 1992 Kozlu Grizu Faciası'nın yıldönümünde başlayan sergi boyunca bir film gösterisi ve bir söyleşi yer alacak. 2017 Karaelmas İbni-i Sina Kent Ödülü'nü alan kent tarihi araştırmacısı, bu ay yeni kitabının tanıtımına hazırlanan emekli maden işçisi Erol Çatma'ya ödülü verilecek.
 Ayrıca, Karikatürcüler Derneği Zonguldak Temsilciliği tarafından 'Kitap' ve 'Nasrettin Hoca' konulu iki ayrı karikatür sergisi açılacak. Öte yandan, SergiOdası'nın tüm sergilerini Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nün ilk mezunlarından öğretmen Muhammet Ali Avcı hazırlıyor.
Zonguldak Kitapları Sergisi yılda iki kez düzenleniyor. 
 MÜMTAZ İDİL'İN YAŞAMI  
1952 yılında Zonguldak’ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Zonguldak’ta tamamladı. 1974’te Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler n “misafir öğrenci” olarak devam etti. Prof. Dr. Cem Eroğul ve Prof. Dr. Mete Tunçay’ın öğrencisi oldu. Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde İoanna Kuçuradi ve Oruç Aruoba’nın öğrencisi oldu. A.Ü.Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi bölümünde iki yıl yüksek lisans eğitimi gördü. Prof. Dr. İnci San ve Prof. Dr. Cahit Kavcar’ın öğrencisi oldu.

06 Mart 2018

Kültür Gezisi

Dünyanın en büyük Leonardo Da Vinci sergisi İstanbul’da
Maslak'taki UNIQ Müzesi ‘Leonardo Da Vinci Expo: Dahi İstanbul'da’ adıyla 14 Aralık'da başlayan Da Vinci'nin orijinal eskizlerinden oluşturulan 100 replika ile orijinal el yazması, tablo ve çizimlerin de dahil olduğu 200'e yakın esere ev sahipliği yapıyor. Sergi, 7 Nisan 2018'e kadar ziyaretçilere açık olacak. Dünyanın en büyük ‘Leonardo Da Vinci Makineleri Koleksiyonu'ndaki eserler orijinal tasarımlara bağlı kalınarak ahşap ve metalden yapıldı. Replikalarda tek bir vida dahi kullanılmadı. Replikalardan bazıları orijinal boyutlarında, bazıları ise 60 santimetre ile 5 metre arasında değişiyor.
                     İstanbul'a bir günlük kültür gezisi
Duyuru: Zonguldak ve Ereğli'den bir grup sanatsever ve güzel sanatlar/arkeoloji bölümü öğrencisi 10 Mart 2018 Cumartesi günü ilgili serginin de içinde bulunduğu bir programla İstanbul'a kültür gezisi hazırlığında... Program içinde İstanbul Arkeoloji Müzesi de var)
    
ZONGULDAK KADIN PLATFORMU 
8 MART ETKİNLİK TAKVİMİ
‘Hakikatin Gücü Belgeseli Gösterimi ve Belgeselin Yönetmeni Deniz Çankaya Salmanlı ile Söyleşi
Tarih: 3 Mart 2018 Cumartesi Saat 13.30 Yer: KESK Zonguldak Şubeler Platformu Binası
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına Mektup Gönderme

Tarih: 6 Mart 2018 Salı Saat: 17.00 Yer: Merkez PTT Müdürlüğü
Güncel kadın mücadelesi, kadın mücadelesi tarihi, cinsellik ve sağlık konulu panel

Tarih: 6 Mart 2018 Salı Saat: 17.30 Yer: Maden Mühendisleri Odası
Merkez PTT Müdürlüğü önünden tutuklu kadınlar için kart gönderme ve basın açıklaması
Tarih: 7 Mart 2018 Çarşamba Saat: 16.30 Yer: Merkez PTT Müdürlüğü
Yürüyüş ve Basın Açıklaması

Tarih: 8 Mart 2018 Perşembe
Saat 18.00’de İstasyon alanında toplanıp ardından Madenci Anıtına yürünecek
Hikmet Kuşhan Kitap İmza ve Söyleşisi
Tarih: 9 Mart 2018 Cuma Saat: 18.00 Yer: Maden Mühendisleri Odası
‘Son Dizesiz Şiirler: Didem Madak’ Belgesel Gösterimi ve Belgeselin Yapımcısı Fatih Zenginoğlu ile Söyleşi

Tarih: 10 Mart 2018 Cumartesi Saat 15.00 Yer: Makine Mühendisleri Odası


https://www.facebook.com/E%C4%9Fitim-Sen-Zonguldak-%C5%9Eubesi-Zonguldak-207178379492659/
         

Devrek

Sanatçılar buluşuyor...

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Devrek’te Devrek Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü (DMYO), Devrek Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı (TSO) ve Bölge Haber Gazetesi’nin düzenleyeceği bir dizi etkinlikle kutlanacak.
Devrek’teki ilk etkinlik, Devrek türküsü “Tombulacık Halimem (Kiraz Aldım Dikmeden)”in kahramanı Halime (Subaşı) Baltacı'nın Hüseyinçavuşoğlu Köyü’ndeki mezarının ziyaret edilmesiyle başlayacak. Tombul Halime, mezarı başında anılacak ve mezarına karanfiller konulacak.
Devrek’teki ikinci etkinliği, “Devrimler Işığında Kadın ve Kadın Özgürlüğü” konulu panel oluşturuyor. Atatürk Kültür Merkezi (AKM)’nde saat: 14:00’de başlayacak olan paneli, Uluslararası Pazarlar Birliği (PEN) Türkiye Merkezi 2.Başkanı, şair-yazar Halil İbrahim Özcan yönetecek ve konuşmacı olarak da şair ve yazarlar; Gülsüm Cengiz, Nalan Çelik ve Döndü Açıkgöz katılacak. Panel sonrasında da konuk yazar ve şairler kitaplarını imzalayacak.
Etkinliğin akşamki bölümü de Devrek Meslek Yüksek Okulu Spor Salonu’nda yapılacak. “Gönülden Gönüle Türkülerimiz” konulu türkü dinletisine Kültür Bakanlığı Türk Halk Müziği Sanatçıları; Arif Çelik, Orhan Ural ve mahalli sanatçı Remzi Budak katılacak. Dinleti de Remzi Budak Devrek türkülerinden örnekler sunacak.
        

01 Mart 2018

3 Mart 1992 Kozlu

Madencilerin artık gaz maskesi var
İbrahim Akyürek
3 Mart 1992’de Kozlu’da gerçekleşen büyük grizu patlamasında 263 işçi ölmüş, ocaklarda çıkan yangın nedeniyle girilemeyen yerlerdeki 142 işçinin cesedi yer üstüne çıkarılamamıştı.
Kuyulara su basılarak yangın söndürüldü ve ilk aşamada 200 metre derinlikteki 50’ye yakın işçinin cesedi 2 ve 4 Ağustos 1992’de çıkarıldı.
Cenazeler; Bartın, Devrek ve Yenice’nin köylerine doğru arkası açık pikaplarla gönderildiler.
Ne, işçilerin sendikası Genel Maden-İş, ne işveren-devlet olarak Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) törene bile gerek duymadı. Zonguldak’tan Ankara’ya yürüyüşe geçen Onbinler de ortada gözükmedi.
Grizunun nedenleri tartışıladursun, sorumlular ortada gözükmesin, biilinen tek gerçek, iki aydır artık işçilerin gaz maskesi taşımaları.
Yaklaşık beş milyon değerindeki Fransız malı “Fenzy” marka maskeler iki yıldır gümrükte beklemiş. Yazışmalar birbirini izlemiş. Devlet devleti denetlemiş. İş Güvenliği Tüzüğü maskeyi zorunlu tutmuş. Ancak para ayrılamamış.
“Fenzy”, bir çeşit yapay akciğer. Hareketsiz durumda bir saat, kontrolsuz soluk almada, yani hareket durumunda yarım saat size yardımcı oluyor. Bir kez kullanılıp atılıyor. Şimdi madencilerin belinin bir yanında kullandıkları lambaların aküleri, öteki tarafında yeni araçları “Fenzy”ler var.
3 Mart 1992 tarihindeki grizu patlamasında gaz maskeleri gümrükteydi. Anlatıldığına göre 100’ü aşkın işçi, bu maskeler bellerinde olsaydı kurtulabilecekti.
Ne, Maden Mühendisleri Odası'nın, ne de Ankara’ya yola çıkan yüzbin kişiyi örgütleyen sendikanın gücü maskeleri gümrükten kurtarmak için kullanılmıştı.
Ücret artışı için, ocakların kapatılmaması için bir ay kent içinde yürüyen işçi toplulukları, Mengen barikatı önünde geceleyenler maskeleri gerekli görüp, gücünü bu araçları elde etmek için kullanmamıştı.
Bir yanda ölenlerin yakınları tabut başında ağlarken, öte yanda yaklaşan vardiyanın işçileri ocaklara girmeye hazırlanıyordu.
Gözlerim tabutlarla işçilerin bellerindeki gaz maskeleri arasında gidip geldi. Madencilerin artık ölümler karşılığı edinilen gaz maskeleri vardı.
F: İbrahim Akyürek
11 Ağustos 1992 tarihinde Gündem Gazetesi’nde yayınlandı

23 Şubat 2018

Dr. Hasan Koca (Zonguldak Fotoğraf Derneği Başkan Yardımcısı)

Doktoru öldüresiye dövüp yol kenarına bıraktılar
ZONGULDAK’ta doğa fotoğrafçılığı ile tanınan ve kentte aile hekimi olarak görev yapan Dr. Hasan Koca, kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce dövülerek yol kenarına bırakıldı. Ağır yaralanan doktor hastanede tedavi altına alındı.
Olay Kozlu ilçesine bağlı Ören Köyü yakınlarında meydana geldi. Kentte çektiği doğa fotoğraflarıyla tanınan ve Acılık Aile Sağlığı Merkezi Hekimi olarak görev yapan Dr. Hasan Koca, köy yakınlarında darp edilmiş ve ağır yaralanmış şekilde vatandaşlar tarafından bulundu. Yerde hareketsiz yatan Koca’yı gören vatandaşlar, durumu jandarma ve 112 sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen ekipler, yüzüne ve kafasına darbe aldığı belirlenen ağır yaralı Dr. Koca’yı yapılan ilk müdahalenin ardından Bülent Ecevit Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırdı. Dr. Koca’nın durumunun ağır olduğu öğrenilirken, Jandarma darp olayıyla ilgili şüpheli veya şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı.
KENTTE FOTOĞRAF SANATÇISI OLARAK TANINIYORDU
http://www.pusulagazetesi.com.tr/doktoru-olduresiye-dovup-yol-kenarina-biraktilar-94445-haberler.html 
     
Bakanlık ve Tabip Odası'ndan saldırı açıklaması

20 Şubat 2018

SergiOdası'ndan ev yemekleri lokantasına kitap desteği
Mücahit Canbaz ve Mahmut Okumuş yeni taşındıkları mekanda kitap rafı oluşturdu. SergiOdası, Zonguldak kitaplarından oluşan bir paket kitabı kendilerine hediye etti. Lokanta, kent merkezinde PTT sokakta hizmet veriyor.
              

15 Şubat 2018

ZOKEV / Kitap

     
 Safder'i İstanbul'da okuruyla buluşturmak için önce iki arkadaş biz buluştuk. 10 Şubat Zonguldak, 11 Şubat Devrek buluşmaları ve imza günleri olacağından İstanbul için 17 Şubat'ı seçtik. O gün için neler neler düşünmedik ki. Kollarımızı sıvadık bile.    

İstanbul / Sergi

Sabahattin Ali’nin şehirleri
Sabahattin Ali’nin Sivas-Kayseri-Erzincan-Zonguldak gezi notları ve bu gezide çektiği fotoğraflar, Balıkesir Öğretmen Okulu’nda tuttuğu günlük, Kürk Mantolu Madonna’nın taslakları, Almanya’dan Mustafa Seyit Sutüven’e yazdığı “Mustafa’ya Mektup” şiiri, Nahit Vedat Fıratlı ve Ayşe Sıtkı İlhan’a yazdığı mektuplar sergide ilk kez izleyenlerle buluşuyor.
http://www.ensonhaber.com/sabahattin-alinin-sehirleri.html

Yolu Zonguldak'a düşenler:


 Umran Nazif Yiğiter 

Sağlık müdürlüğü yapmış olan Dr. Nazif Bey’in oğludur. Babasının görevi nedeniyle çocukluğu Anadolu’nun çeşitli kent ve kasabalarında geçti. İlköğrenimini Isparta’da (1927), ortaöğrenimini İstanbul’da Pertevniyal Lisesinde (1933) tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini (1936) bitirdi. Cihanbeyli (Konya) ile Zonguldak’ta savcılık ve yargıçlık görevlerinde bulundu. Resmi görevinden ayrılıp İstanbul’a yerleştikten sonra 1950’ye kadar serbest avukat olarak çalıştı. Konya’da avukat iken 1950’de milletvekili seçildi. 1954 yılına kadar süren milletvekilliğinden sonra İstanbul 2. Noteri oldu, ölümüne kadar (1954-64) bu mesleği sürdürdü. Feriköy Mezarlığında toprağa verildi. 
İlk öyküsü Çocuk Sesi dergisinde (1930) çıkmıştı. Edebî anlamda ilk öyküsü “Renkli Fener” ve daha sonra diğer öyküleri Varlık dergisinde (1933) yayımlandı. 1930’lu yıllarda Vakit gazetesi çevresinde toplanan Bekir Sıtkı, Kenan Hulusi, Rek Ahmet gibi yazarlarla birlikte gerçekçi yeni hikâyenin ilk evresinde yer aldı. İstanbul, Ankara ve Zonguldak’taki dergilerde hikâye, makale ve yazılar yazdı, romanlar tefrika etti (1934-43). Zonguldak’ta bulunduğu yıllarda haftalık Yeni Zonguldak ve Ocak gazetelerini yönetti ve bu gazetelerde Semine Meral takma adıyla makaleler yazdı. Tangonun Ölümü adlı romanı Yeni Zonguldak gazetesinde tefrika edildi.
http://www.biyografya.com/biyografi/2652 

05 Şubat 2018

Zonguldak - Devrek


Yeni

Futbolun Büyüsü ve Gerçekleşen Hayaller
Mesut Özil
Türkiye onu dünyanın en büyük futbol kulüplerinde top koşturan, Alman milli takımıyla Dünya Kupası'nı kazanan ve daha nice başarının altına imzasını atan bizden biri olarak tanıyor. Mesut Özil, kitabında bütün bunları nasıl başardığını anlatıyor. Önce çok çalışmayı, disiplinli olmayı, sorumluluk almayı ve sabretmeyi öğrenmesi gerekiyordu. Sonra da yaşadığı toplumda kendisi gibi olanlara karşı duyulan önyargılarla baş edebilmesi… Futbolun Büyüsü'nde, Mesut Özil sadece kariyerini değil, hayatında karşısına çıkan tüm engelleri nasıl aştığının hikâyesini büyükbir dürüstlükle anlatıyor.    

01 Şubat 2018

Sinema / Bizim şehirde doğanlar

Gözde Hatunoğlu: Herkes tanıyor, biliyor gerçi ama biz yine de soralım. Kimdir Uğur Vardan? 
Uğur Vardan: 1964 Zonguldak doğumluyum. İlkokulu üç ayrı şehirde (Zonguldak, Balıkesir ve Bursa) okudum. Babamın görevi nedeniyle ama ‘rahmetli’ peder, memur falan değildi; kasaptı. İflas etti, doğup büyüdüğü şehri terk etmek zorunda kaldı, 35 yaşından sonra inşaat işçisi oldu, bu hikâyenin açılımı böyle. Naçizane ilkokulda birinciydim, öğretmenlerim doldurdu,
‘Devlet parasız yatılı’ sınavlarına girdim, iki aşamalıydı, ikisini de kazandım, Arifiye Öğretmen Lisesi’nin yolunu tuttum. Okul, aslında eski bir Köy Enstitüsü’nün devamıydı ama artık statü değiştiği için Öğretmen Lisesi’ne çevrilmiş, kendi gitmiş adı yadigâr kalmıştı. Ama orada okumak benim için gurur vesilesi olmuştur, yatılı okul vesilesiyle hayatı daha erken tanıdığımı düşünürüm hep. Üniversite döneminde ise İTÜ Mimarlık’ta okudum, hâlâ tek dersim var, bitirmedim yani ama mimarlık bürolarında çalıştım. Üniversite zamanında yazıp çizmek hoşuma gidiyordu, bir fırsatını bulup basında şansımı denemeye karar verdim. Aslında o dönem çalıştığım büronun sahibi olan mimar abi, bana çok güveniyor ve daha sonraki projeler için hamleler yapmaya hazırlanıyordu. Ama ben başka bir yolu tercih edeceğimi söyleyerek mimarlık macerama son verdim. Basın benim için bilinmez ve sonu nereye varacağı belirsiz bir
yolculuktu. Mimarlık bürosunda o zamanın parasıyla 250 bin TL alıyordum ve zam yapılacaktı, basında ‘Denenmek’ koşuluyla 150 bin TL’den başladım. Ama bu serüven sonunda beni buralara getirdi. Erkekçe dergisinde mesleğe ‘Merhaba’ dedim, sonrasında hepsinin baş harfi ‘A’ (!) olan Arkitekt, Antrakt, Aktüel gibi yayınlarda uzun süreli çalıştım, arada FHM maceram oldu. 2002’de Radikal’e geçtim, son iki yıldır da Hürriyet’teyim… Bu biyografi konusu biraz uzun oldu galiba ama!
http://reportare.com/kultur-sanat/
               

31 Ocak 2018

Resim ve Sinema / Bizim şehirde doğanlar

    Eczacı Kaya Tanyeri    
1930 yılında Zonguldak'ta doğdu. Zonguldak Çelikel Lisesi'ni bitirdikten sonra yüksek öğrenimini İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde tamamladı. 1958'den 1990'a kadar Kadıköy'de kendi eczanesini işletti. Kaya Tanyeri'nin görsel sanatlarla ilk gençlik döneminde başlayan ilişkisi, yıllar içinde gelişerek sürdü. 1960'lı yıllarda Bedri Rahmi Eyüboğlu'nu tanıdı. Eyüboğlu ile dostluk ve hoca-öğrenci ilişkileri içinde geçen yıllar, Tanyeri'ye resim sanatı açısından yeni perspektifler kazandırdı. Kaya Tanyeri, resmin yanı sıra, 70'li yıllar boyunca yoğun olarak fotoğraf ve kısa filmle de uğraştı. 1965-1970 yılları arasında, kendi stüdyosu olan Portre Fotoğraf Stüdyosu'nu işletti, ayrıca fotoğraf sergileri açtı. Hisar kısa film yarışmalarında üç kez birincilik ödülü kazandı. UPSD (Uluslararası Plastik Sanatçılar Derneği) üyesi olan Kaya Tanyeri, İstanbul'da yaşamakta ve resim çalışmalarını sürdürmektedir. 
       
  

29 Ocak 2018

Kurtuluş Savaşı yıllarında işgal altındaki Anadolu’ya silah ve cephane taşınan İstanbul’un kayıp demiryolu olarak adlandırılan Haliç-Karadeniz Sahra Hattı’nın hikayesi “Kayıp Bir Demiryolunun İzinde” ismiyle kitaplaştırıldı.
Kayıp Demiryolunun Hikayesi Kitaplaştırıldı

Savaş yıllarında Zonguldak’tan İstanbul’a kömür taşınmasının engellendiğini ve trenin kömür taşınması için oluşturulan bir hatta çalıştığını ifade eden Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç, “Kağıthane tarihi demiryoluyla ilgili basılı bir eser hazırlamak istedik. Bununla ilgili bir çok önemli çalışma yaptık, güzergahını ve o dönemdeki işlevini anlatıyoruz. 1914 yılında yapımına başlanan Tarihi Kağıthane demiryolu Kağıthane’den silah deposundan Karadeniz’e silahların Anadolu’ya ulaştırılması için taşındı. Böylece farklı bir görev daha yürütmüş oldu” ifadelerini kullandı.
   
       
Kitap, 1. Dünya Savaşı koşullarında şehrin elektriksiz, fabrika ve gemilerin kömürsüz kalma tehlikesini bertaraf etmek için Ağaçlı kömürlerinin Haliç’e taşınma öyküsünü tüm yönleriyle aktarıyor. Lokomotif ve vagonların kitapta yer alan çizimleriyle teknik metni ise Alan Prior isimli bir demiryolcu tarafından hazırlandı. Çizimlerde ölçü verildiği için maket yapımına da olanak sağlayan kitap, Prof. Dr. Emre Dölen, Mert Sandalcı ve Hüseyin Irmak’ın yazılarının yanı sıra 1915’lerde Ağaçlı Ocak Müdürlüğü yapan Şevki (Sevgin) Bey’in ayrıntılı bilgiler içeren hatıratına da yer veriyor.