13 Mayıs 2019

Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği katliamın 5. yıldönümünde madenci aileleri adaletsizliğe karşı seslerini duyurmak için Soma 301 Madenci Aileleri Derneği önünde toplandı

Katliamın yıldönümünde madenci ailelerinden adalet çağrısı

Madenci Anıtı önünde yapılan basın açıklamasını katliamda oğlu Uğur Çolak’ı kaybeden İsmail Çolak okudu.
Patron Can Gürkan’ın yitirilen her bir can için yalnızca 17 gün hapis yatarak tahliye edildiğini ve maden işletme yetkisinin yeniden verildiğini vurgulayan Çolak “Bu karar yeni katliamların önünü açmıştır. Bu karar sermayeye ve diğer patronlara ‘işçileri istediğiniz gibi çalıştırabilir, güvenlik önlemlerini almadan işe koşabilir, ölüme gönderebilirsiniz’ demektir. Bu kararla Türkiye’de adalet sisteminin güçlüden ve zenginden yana olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır” dedi.
 
http://haber.sol.org.tr/emek-sermaye/katliamin-yildonumunde-madenci-ailelerinden-adalet-cagrisi-262831

05 Mayıs 2019

Almanya'ya göç eden ilk kuşak Türkiyeli işçilerin şarkıları: 
Songs of Gastarbeiter
Yıllarla göçmen işçi sayısındaki artışa paralel olarak, bu müzik de büyüdü. Ancak "Misafir işçilerin" 1960'lardan itibaren ürettikleri müzikler kendileri gibi Almanya toplumunda uzunca bir süre "misafir", bir "alt kültür" olarak kaldı.
Ancak bu şarkılar, Almanya'nın sonunda bir göç ülkesi olduğunu kabul etmesi ve özellikle Avrupa'da son yıllarda Türk folk/Anadolu rock müzik türlerinin popülerlik kazanmasıyla yeniden duyulur hale geldi.
Bu durumda en büyük paylardan biri de, "Songs of Gastarbeiter" (Misafir İşçilerin Şarkıları) albümüne ait.   https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-47152629

04 Mayıs 2019

                
Zonguldak’ta “Gazeteciye saldırıyı kınayana bile” saldırı var
Hayati Yılmaz / Zonguldak Tarih
1940 yılında devletleştirilen maden ocakları, 1980’lerden başlayarak Zonguldak’ın dönüştürülmesi politikası ile TTK’nın bir çok yerinde maden arama ve çıkartılmasına özel şahıslara izin verildi. Aslında bir şekilde şehirde bazı insanların sermaye oluşturması için kanun ile ya da kanunsuz ticaret yapmalarına bürokratlar ve politikacılar başta olmak üzere yetkili isimler de göz yumdu. Tam 30 yıldır kaçak ocak adıyla bu işletmeler faaliyetlerde bulundu.
Hal böyle olunca, Zonguldak`ta ticaret mantığı biraz yasal olmayan bir zemine oturtuldu. Mafyalaştı.
Yasal olmayan bu durumda beraberinde mafya benzeri güç oluşturmaya dönüştü. Hem para kazanıyorlar, hem de mafyavari hal ve hareketler takınıyorlardı. Bunlar yine siyasi ve bürokratlar tarafından da tutulan kişilerdi. Aynı kişiler sokakta adam döverken, akşam bir siyasetçi ile protokolde gözükebiliyordu.
Korkutarak sokağın otoritesini elinde tutmaktan, gazetecilere baskı yapmakta bunun ile beraber geldi.
    
Dediğim gibi Zonguldak’ın ekonomisinin gerilemeye başlaması ile yaratılmak istenen (kaçak ya da yasal ) kişisel sermaye ekonomisinin getirdiği mafyavari hareketler bunlar. Bunun sorumlusu geçmişte üst düzey bürokratlardan tutunda bu gelişmeleri görmemezlikten gelen politikacılara kadar herkesin ihmalinden kaynaklanıyor. Tüm bu hatalar zincirini gazeteciler çekmek durumda kalmasın.
Önlem alınsın.
Gazeteciler de bu tür saldırılarda susmaması gerek. "Bana dokunmasınlar“ dediğin anda, aslında ”sana çoktan dokunulduğunu” gösterir.
http://www.pusulagazetesi.com.tr/zonguldakta-gazeteciye-saldiriyi-kinayana-bile-saldiri-var-121118-haberler.html 
                   

Güncelleşen Yazı

       
Belediye’de, Adliye’de, devletin bazı kurumlarında işlerin yavaş işlemesine katlanamıyoruz. Özelleştirmeleri bu yüzden seviyoruz. Kaynak yaratıyor, şehrin önünü açıyoruz. Devletimizin binalarını, tesislerini arazileriyle birlikte alıp millet açlığını gidersin istiyoruz.
Zonguldak Sevdalıları'ndan 
demokrasi güçlerine bin selam!
İbrahim Akyürek
Biz Zonguldak Sevdalıları yaşadığımız şehrin taşına toprağına, denizine hayranız. Yumuşak başlı insanını, emekçisini, sanatçılarını çok severiz. Mücadelelerini destekleriz. Atatürkümüzü de severiz. Dinimiz konusunda tutucu değiliz. Zaten yemeli içmeli hizmetlerde payımız vardır.
Biz kimiz? Büyük küçük işadamından, mahalle arasındaki esnafa; çaycısından büfecisine, ihale işlerine takılandan sıradan maden işçisine, devlet memuruna bu şehrin sevdalısıyız.
En büyük hatamız aceleci olmamız. Boş arazi, deniz kıyısı, kaldırım görünce elimizde ne varsa oraya yatırmak, uysal halkımızın aç fertlerine ekmek yedirmek telaşı içindeyiz. Belediye’de, Adliye’de, devletin bazı kurumlarında işlerin yavaş işlemesine katlanamıyoruz. Özelleştirmeleri bu yüzden seviyoruz. Kaynak yaratıyor, şehrin önünü açıyoruz. Devletimizin binalarını, tesislerini arazileriyle birlikte alıp millet açlığını gidersin istiyoruz. Kabul edersiniz ki, aç insanlar hemen çete kurup, mafyalaşıp huzur kaçırır. Aile içi şiddet artar, birbirlerini katlederler.
Bu tek caddelik şehirde bizim de hatalarımız oluyor. Özellikle sanatçı, gazeteci büyüklerimize. Ne var ki, her zaman yanımızda olan basın zaman zaman bizi üzüyor, kızdırıyor.
Biz duygusal insanlarız, unutmayın. Belki aşırı alınganlık yapıyor, acele tepki veriyoruz. Bu yüzden üç karikatürist abimizi korkutarak üzdük. Gazeteci abilerimize kafamızla, adamlarımızla giriştik. CHP binasında taşkınlıklar yaptık, laik ellerimizle adaleti sağladık. İki fotoğraf sanatçısı abimize haklarını aramanın ne demek olduğunu sertçe hatırlattık. Bir fotoğraf ustası abimizin, ekmeğimizle oynayan imza toplama işine girmesine, basına haber vermesine bozulduk iki psikopat göndermekle tehdit ettik. Bir ünlü sendikacıyı, bir maden mühendisini çoluk çocuğundan ayırdık, toprağa altına yolladık. Eskiler bilir, şehirlerarası yolcu taşımacılığına girmek isteyen yeni firmaların araçlarını Asma yolunda kurşunladık. Yıllanmış işçilerimizi kovmayı yurtsever bileklerimizle bizzat yaptık. Sınıf atlamak isteyen küçük hırsızlara böylece sosyal mesaj göndermiş olduk. Boşanma işlerine bile bulaştık, dükkanların devir işlerinde görevler aldık. Maden işçisi olarak çalışırken keyfimize karışan mühendisleri tehdit etmeyi alışkanlık haline çevirdik. Parti delegesi olmanın verdiği cesaret ve işçi halimizle mühendislere hava attık.
Zonguldak-Kozlu sahil boyunu, Kozlu’nun tepelerini, Kilimli’yi, Gelik’i, Muslu’yu, Filyos’u çok sevdik. Kilimli'nin taşı ve toprağı, ÇATES’in elek ve tartılarıyla bir kale inşa ettik. Kozlu Kavaklık'da "milli emlak savaşları" verdik, vurduk vurulduk. Çok sevdiğimiz, içinden pek ayrılmadığımız şehrin belediye binasında gürültü çıkardık, bizi hep destekleyen belediye başkanlarımızı üzdük. Küçük esnafın bile gariban zabıtaları dövmesine ses çıkarmadık. Kredi kartı ile borca batan emekçi halkımıza para bulduk. Halk arasında “tefecilik” denen hizmeti yirmi yıldır Ereğil’den Kilimli’ye her yerde biz verdik. Keşke bu işi fazla abartmasaydık.
Mutsuz iş erkekleriyiz, 
sevgi ve ilgiye olan ihtiyacımız 
sanatçılarla ortak
Maden işçilerinin Büyük Ankara yürüyüşü sonrası oluşan çoşkuyla İstanbul Sarıyer'de kurulan madenci konut kooperatifinin en baştan zor zamanında yanında olduk, madenci ailelere el attık. Büyük deprem sonrası değeri kat kat artan bu konutlarda şimdi madenci aileleri olmasa da, biz sevdalılar emeğin başkentini gururla temsil ediyoruz. Buradaki konutlarla ilgili yapılan "solcu yandaşların gemicikleri" benzetmesini kötü niyetli buluyoruz.
Yukarıda saydığımız hatalar karşısında hoşgörüsünü, anlayışını esirgemeyen, sessizliğini koruyan başta Zonguldak Barosu olmak üzere demokrasi güçlerine, sendikalara, sosyalistlere ve öteki bileşenlere tek tek teşekkür ediyoruz. Bize bu günleri gösteren büyük asker Kenan Evren’in geçmişte şehrimizi ziyaretinde gördüğümüz gibi bazı bileşenlerin bizi desteklemesini asla unutmuyoruz.
Sanatçılarımıza, yazarlarımıza, aydınlarımıza da teşekkür ediyoruz. Gönüllü olarak, para almadan televizyonlarımızda program yaptılar, gazetelerimizde yazdılar, çizdiler, araştırmalar yaptılar. Halkla ilişkiler konusundaki düşüncelerini paylaştılar, işlerimiz konusunda akıl verdiler. Onların sevgi ve ilgiye olan ihtiyaçları; biz sevdalıların ilgi ve sevgiye olan ihtiyacıyla çakıştı, ruhsal kardeşliğimiz pekişti.
Ayrıca; demokrasi güçlerinin gezi parkı, ayakkabı kutusu ve termik santral eylemleriyle zirveye çıkan mücadelesine az zaman ayırsak da destekliyoruz, içinizdeydik zaten.
Bayrağımızı, vatanımızı, savcılarımızı, yeşili, polisimizi, denizi, belediye başkanlarımızı seviyoruz. Bu öyle sevgi ki, kendi çoluk çocuğumuzu, işçimizi, eski siyasi mücadele arkadaşlarımızı sevmeye vakit bulamıyoruz.
Biz her siyasi görüşten duygusal, belki bu yüzden çoğu zaman içki, kumara takılan, çocuklarını ihmal eden mutsuz iş erkekleriyiz. Aceleciyiz, çabuk kızıveriyoruz, sizden tek arzumuz bizi üzmeyin.  
Selamımızın sonuna yaklaşırken Muslu’dan, Filyos’dan, Kilimli’den, Kozlu’dan, İstanbul Sarıyer’den, Irak Erbil’den, Demokrasi Platformu dinlenme tesislerinin hemen karşısındaki tepeden demokrasi güçlerine gezi ruhu ile perçinlenmiş yurtsever selamlarımızı gönderiyoruz.
     
 Nisan 2014  

30 Nisan 2019

Çaycuma

Ekşioğlu Madencilik adlı bir şirketin Çayır Köyü Mağarası üzerinde kurmayı planladığı, yılda 1.750 bin ton üretim kapasiteli taşocağına civarda yaşayan köylüler büyük tepki gösterdi. Mağara önünde TEMA Zonguldak ve Çaycuma Temsilciliği ile Zonguldak Çevre Koruma Derneği’nin çağrısı ile toplanan köylüler, gerekirse iş makinelerinin önüne yatarak taşocağının kurulmasına izin vermeyeceklerini söyledi.
TEMA Zonguldak Temsilcisi Berran Aydan, TEMA Çaycuma Temsilcisi Seçkin Ünsal, Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Ahmet Öztürk ile mağara araştırmacısı Engin Zaman’ın birer konuşma yaptığı etkinliğe Güdüllü Köyü Muhtarı Tahsin Pert, Kışla Köyü Muhtarı Rıfat Demirkesen, Kadıoğlu Köyü Muhtarı Mustafa İslamoğlu, Taşçılı Köyü Muhtarı Şahin Keserci ve Kalafatlı Köyü Muhtarı Cemal Demirer’in yanı sıra yüzlerce çevre gönüllüsü ve köylüler katıldı. Uzun süre “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Köylüler burada devlet nerede”, “Çayır’da taşocağı istemiyoruz” diye haykıran köylüler, tesis için 2 Mayıs’ta Ankara’da yapılacak İDK toplantısına topluca gitme kararı aldı.
http://www.halkinsesi.com.tr/cevre/tasocagina-buyuk-ofke-h47070.html
                  

21 Nisan 2019

Sergi Odası 20 Yaşında!
19 yıldır Zonguldak’ta kültür-sanat ortamı sunan Sergi Odası 1 Mayıs 2019’da 20 yaşına ulaşacak. 
Sergi Odası son bir yılda Sergi, Söyleşi, Toplantı, Seminer, Gezi ve Film Gösterilerinden oluşan toplam 80 etkinlik konuk etti. Dönem boyunca ‘Hayatımız Trafik’, ‘Soğuksu Sahaf Günleri’, ‘Zonguldak Kitapları Sergisi’, ‘Görsel Sanatlar Kitap Sergisi’, ‘24+12 Etkinlikleri’ başlıkları altında gelenekselleşen toplu çalışmalarını sürdürdü. Kültür ve Sanatın Masa Başı Toplantıları’nı başlattı. Son Dakika Film Gösterileri çağrısı ile iletişim araçlarının yardımıyla günlük programlar hazırladı.
4 Aralık Dünya Madenciler Günü, 10 Aralık İnsan Hakları Haftası, 3 Mart Kozlu Grizu Faciası ve 1 Mayıs Emek, Mücadele ve Dayanışma Günü öncesinde özel film gösterileri programı düzenledi.
Sergi Odası'nın geleneksel "Tüketici Ayartma Ödülü" Reklamcılar Derneği'nin olurken, "Trafik Canavarı" Ödülü motorize bir pizza dağıtım şirketine verildi. Motorlu kuryelerin yol açtığı trafik kargaşasına tepki olarak toplanan imzalar ilgili kamu kuruluşlarına gönderildi. Almanya'daki Zonguldak ve çevre derneklerine, programlarında yöremiz sanatçılarına yer vermelerinin önerildiği mektup gönderildi.
Sergi Odası, konuklarının bıraktığı kitap ve DVD filmleri köy, kent ve okullardaki 26 farklı noktada gönüllü kütüphane oluşumları arasında paylaştırdı. Hapishanedeki sanatçıları kitap göndererek anımsadı.
SergiOdası, önümüzdeki çalışma döneminde de geleneksel çalışmalarını sürdürecek. 
SergiOdası, geçen bir yıllık çalışma dönemine katkıları nedeniyle; Ertuğrul Göktürk, Muammer Akdağ, Yücel Namal, Nurşen Gök, Zeki Güldü, Engin Çöl, Atalay Durmaz Demiroğlu, Zafer Yaman, Kadriye Kılıç, Özlem Yücesan, Ayla Çetinkaya, Pınar Aydınlar, Karaelmas Kitap Kulübü, Alaaddin Çakır, Neşet Tarhan, Bahattin Arı, Alaaddin Kara, Özgür Urhan, Necip Sağır, Hakan Barkan, Nazif Yılmaz, Hikmet Kuşhan, Handan Baycık, Çetin Asma, Tunahan Köroğlu, Necdet Kutoğlu, Şafak Tortu, Hüseyin Bozacıoğlu, Zafer Güneş, Kürşat Coşgun (Karikatürcüler Derneği Zonguldak Temsilciliği), Muhammet Ali Avcı, Mehmet Türkçelik, Sevinç Yıldız Tanan, Nar Gezi Grubu, Behzat Taş, Metin Kaya, Fişek Vakfı ve Eğitim Sen'e teşekkür ediyor.
www.67sergi.blogspot.com 
                        

20 Nisan 2019

                     
Çaycumalılar Buluşuyor 4’ün programı belli oldu
‘Sen yoksan bir eksiğiz’ ve ‘Senin katılımın onur verecektir’ sloganları ile Zonguldak halkını Çaycumalılar Buluşuyor etkinliğine davet eden Savaş Çiloğlu; “4/5 Mayıs Cumartesi/Pazar 2019 tarihinde dopdolu bir programla meydana çıkan etkinliğimize gönlünde; Ülke, Zonguldak ve Çaycuma sevgisi olan herkesi bekliyoruz. Davet için bu ilanı görmeniz yeterlidir. Gelin hep birlikte el ele verelim bölgemiz için neler yapabiliriz hep birlikte konuşalım.
 
 Tam Program 
                 

12 Nisan 2019

Tiyatro

Batı Karadeniz’de yaptığı belediye festival ve şenlik organizasyonları, tiyatro ve konserler, dev oyun parkurları, özel gün organizasyonları, çocuk etkinlikleri gibi birçok alanda adından oldukça söz ettiren Seçkin Organizasyon ile açıldığı günden bugüne ilklere imza atan ve aldığı başarılarla adından oldukça söz ettiren Çağdaş Anadolu Halk Oyunları Gençlik ve Spor Kulübü Derneği ortak bir projede buluşarak kentteki bir açığı daha kapatmayı hedefliyor.
 PROGRAM: 
http://www.pusulagazetesi.com.tr/bir-ilke-imza-atacaklar-118651-haberler.html 
 Hoş Geldin 1 Mayıs 
Buena Vista Social Club  +  Sefiller +  Paragöz    
Gösteri tarihleri iki gün öncesinden açıklanacak
 Bir Konser İki Müzikal Film Gösterisi 
 Büyük Perdede SergiOdası'nda! 

11 Nisan 2019

Dayanışma

Bir ihraç hikâyesi: Bez bebeğin serüveni
Fabrikasyon oyuncak bebeklerin çocuklara dayattığı güzellik anlayışına ve yüklemeye çalıştığı kadınlık rolüne karşı çıkan ebeveynler, çareyi el emeği bebek yaparak buldu.
İlknur Yatır Günsan da bu annelerden biri, ama hikâyesi diğerlerinden biraz daha farklı. Kızı için diktiği bebekler, Eğitim Sen Çaycuma temsilcisi eşi Gökhan Taner Günsan’ın, 7 Şubat 2017’de çıkan 686 sayılı KHK ile öğretmenlikten ihraç edilmesinden sonra, ailenin geçim kaynağı olmaya başladı.
https://www.birgun.net/haber-detay/bir-ihrac-hikayesi-bez-bebegin-seruveni.html 
                

17 Mart 2019

ArtAnkara'nın Zonguldak'tan konukları vardı!
ArtAnkara Çağdaş Sanat Fuarı bu yıl 5'inci kez Ankaralı sanatseverlerle buluştu.16 Mart 2019 cumartesi günü Zonguldak'dan 13 kişilik sanatçı ve sanatsever topluluğu fuarı ziyaret etti.
Aynı gün, Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü tarafından fuara yapılacak öğrenci ziyaretinin üniversite yönetimi tarafından gerekçesiz iptal edildiği öğrenildi. 
Zonguldak'ta resim atölyesi bulunan sanatçı Gökhan Gümülcine de fuara iki eseriyle katıldı. Zonguldaklı sanatçılar Mete Arif Tokmak ve Mehmet Türkçelik, fuarı ilk günlerinde ziyaret edenler arasındaydı.
Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium'da düzenlenen ve bu yılki teması "kadın" olan fuara, 41 ülkeden 750 sanatçı, 3 bin 500'e yakın eserle katıldı. Fuar, Sevda Cenap And Müzik Vakfı'nın 30 kişilik kadın korosunun konseriyle başladı. Açılış töreninde ressam Lütfü Günay'a "Sanatçı Onur Ödülü", Gebze Sanayi Bölgesi'ne "Sanata Katkı Onur Ödülü", Erimtan Müzesi'ne ise "Sanatçı Kurum Onur Ödülü" takdim edildi.
F: İbrahim Akyürek

07 Mart 2019

             

8 Mart

 Gülden Işık  Halkın Sesi 
Bu günün ne anlama geldiğini google amcaya sorduğunuzda, nasılsa size bir cevap verecektir. Zonguldak'ın sanat alanında veya sosyal alanda emek harcayan kadınları kim, diye soracak olsanız, size bir cevap veremeyebilir; verse de eksik kalır mutlaka. Belki ben de tam olarak cevaplamış olmayabilirim. Henüz tanımadığım, bilmediğim kim bilir kaç kadın üretimde mücadele verme derdi içindedirler. Adlarını anamadığım bu kadınlardan özür dilerim. Şimdiden.
Tanıdığım, selamlaştığım, yaptıkları işlerle adını duyuran kadınlarımızın bir çoğunu sizler de tanıyorsunuzdur eminim. Bunlardan ilki şiir, öykü, masal kitaplarıyla yakından tanıdığım emekli öğretmen, Fatma Kılıç. Boynuna asılı fotoğraf makinesiyle öğle aralarında, iş çıkışlarında Zonguldak'ın martılarını, insanlarını, rastladığı insan dostu hayvanlarını şipşak çeken Lale Kadem Tetik.
Madencinin doktoru olması itibariyle en çok madencileri fotoğraflayan, Ebru Sargın Koca. Zonguldak Tema İl Temsilcisi Berran Aydan ve yol arkadaşlarını çevre sorunlarıyla savaşırken görmemek, duymamak mümkün mü? Türkiye Tabiatı Koruma Derneği Zonguldak İl Temsilcisi Saniye Cicibaşoğlu'nun korkmadan, cengaverce taş ocaklarına, çevre sorunlarına dikkat çekmek için elinden geleni yaptığı da biliniyor.
http://www.halkinsesi.com.tr/8-mart-makale,4495.html 
             

03 Mart 2019

3 Mart 1992 
Kozlu Grizu Faciası
F: İbrahim Akyürek



            
263 Madenci Cesedinden, “Kahraman” İtfaiyecilere 
İbrahim Akyürek
Bir insanın aynı anda 263 koyunu telef olsa başına gelen felaketin tarihini unutmaz. Ancak, madenci 3 Mart tarihini, 107 işçinin öldüğü Kandilli iş cinayeti tarihi olan 7 Mart 1983’ü hiç hatırlamayacak. Üç beş sendikacının çelenkli bürokratik gösterisi dışında…
Ama, yeni model çamaşır makinasının taksitlerini, sayısal lotoyu, at yarışlarını, dövizin son durumunu yakından izleyecek. Kurban verdiği iş arkadaşlarını hatırlamadığı için, hatırlanmayacak kendi ölümlerini hazırlayacak. 
Elimde bir fotoğraf, bir gazete kesiği duruyor. Fotoğrafta, şampiyon Zonguldakspor’un şehir stadındaki müzik şölenine çağrı var. Tarih, grizudan dört ay sonrası. Cesetlerin önemli bölümü yer altında duruyor. Yer üstünde “Emeğin Başkenti” eğleniyor.
Kesiğe gelince. Güney Afrika’da maden kazası sonucu 104 kişi ölünce ulusal yas ilan edildiğini yazıyor gazete. Ölen madenciler için kömür bölgesinin tesislerinde 30 bin kişinin katıldığı tören düzenlenmiş.
Zonguldak, yarı köylü işçisinin mücadele tarihi kadar, sessizliği ile de Türkiye’dir. Herkese açık şölenlerin yakınında 15 binden fazla gencin öldüğü iç savaş sürüyor. Artık bozkurtlu çeteler devlet oldu. “Büyük Türkiye”nin haritası uyuşturucu trafiğinin dalgalı çizgileriyle ağ gibi örüldü, gazete sayfalarını kaplıyor.
Maden işçileri, Ankara yürüyüşü ile gösterdikleri ücret mücadelelerini; sendikasının kötü yönetilmesine, 19. yüzyıl  İngilteresinin ilkel çalışma koşullarını anımsatan koşullara, örtülü faşizme karşı mücadeleyle tamamlayabilseydi, maden ocakları daha az can alacaktı. (1997)
Yazının Tamamı 
http://67kentimiz6.blogspot.com

26 Şubat 2019

Çok Güzel Hareketler Bunlar'ın Kanal D ekranlarında yayın hayatına başlamasının ardından Ayşegül Yılmaz, oyuncular arasında performansı ile dikkat çeken isimlerden birisi oldu. Peki, Ayşegül Yılmaz kimdir ve kaç yaşındadır?
Ayşegül Yılmaz, 13 Aralık 1994 tarihinde Zonguldak'ta dünyaya gelmiştir. Aslen Artvin Hopalı olan Yılmaz, kendisini şu sözlerle tanımlamaktadır;
"Kız meslek lisesi grafik tasarım ve fotoğrafçılık mezunuyum. Aslında sanatı olan merakım ilkokul yıllarıma dayanır.
İlkokulda dansöz olmaya karar vermiştim. Olay oyunculuğun nasıl evrildi hatırlamıyorum ama iyiki de evrilmiş. Liseden mezun olduktan sonra bir sene Kastamonu Üniversitesi’nde Grafik Tasarımı okudum ama aklım Zonguldak Belediye Kültür Merkezi’nde (ZBKM) yer aldığım oyunlarda, çalışmalarda kaldı ve ailemden habersiz sınavlara girdim.
Beykent Üniversitesi Oyunculuk Bölümü kazandım. Okurken her oyuncu adayı gibi bir sürü seçmeye girdim ve ilk işim BKM yapımı Deliha filmi gelin karakteridir.
Okuldan mezun olduktan sonra İstanbul’da kalmak için garson olmak adına yanıp tutuşan bir oyuncuydum. Yine bir gün “kesin burada olmayacak“ diye girdiğim BKM Mutfak seçmesini kazandım. Önünden geçerken bile heyecanlandığım yerde olduğum için çok mutluyum, böyle bir ailede olduğum için çok şanslı hissediyorum."
http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/televizyon/cok-guzel-hareketler-bunlar-aysegul-yilmaz-kimdir-41111991