Öldürmemek cesaret ister!
Tal, İsrail ordusunun Gazze’ye saldırısına ve gerçekleştireceği kırıma katılmayı reddeden ilk İsrailli genç. Tal, öç ve nefrete kapılmış, sürekli kışkırtılan kitlelere, Filistinlilerin yok edilmesinin vicdani açıdan kabul edilemeyeceğini açıkça söylediği ve askere gitmeyi reddettiği için 30 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Tal, ceza süresini tamamladığı için söyleşiye katılabildi. Ama pazartesi günü orduya katılması isteniyor. Katılmaması durumunda yeniden askeri cezaevine gönderilecek. Bu İsrail’e özgü bir uygulama değil. Orduya katılmayı reddeden gençlere neler yapıldığını Türkiye’deki uygulamalardan çok iyi biliyoruz. Cezaevinden yeni çıkmış olmasına karşın Tal kararlı: Ordu ona muafiyet verene dek askerliği reddedeceğini söylüyor.
Tal pırıl pırıl bir genç ama tek değil. Savaşı ve öldürmeyi reddeden başka gençler de var. Mesarvot (anlamı “reddediyoruz”) ağı içerisinde örgütleniyorlar. Bu oluşum, vicdani retçilere hakları ve mahkeme süreçleri hakkında destek sağlıyor ve dayanışmayı güçlendiriyor.
Iddo Elam da Mesarvot’a katılanlardan: “Vicdani ret süreci kolay bir süreç değil,” diyor. “Kendinizi çok dışlanmış hissedebilirsiniz. Bu ağ temelde reddetmeye karar veren insanlara bir yuva sağlıyor. Bir sonraki cezalarından önce hapishaneden dönen ve örneğin iki hafta boyunca hapishanede nasıl vakit geçirdiklerini konuşan retçilerle yaptığım pek çok konuşmayı hatırlıyorum. Bu onların tekrar hapse gitmek ve pes etmemek için morallerini yükseltiyor.”
Iddo, işgal altındaki Batı Şeria’yı gördüğü ve Filistinlilerle temas kurabildiği için ciddi bir değişim yaşadığını söylüyor. Batı Şeria’daki askerlerin, Filistinlilerle yan yana olduğunu gördüklerinde ona “bir hain” gibi baktıklarını anlamış; işgalin aslında İsrail’i çürüttüğünü o zaman fark etmiş. Iddo, askerlerin taşıdığı zihniyetin nereden geldiğini biliyor: “Anaokulundan itibaren bize önceki savaşları, savaş kahramanlarını öğreten bir toplum olan İsrail toplumunda doğdukları için böyle düşünüyorlar,” diyor.
Serdar Değirmencioğlu Evrensel