29 Temmuz 2021

Gerçekten doğal mı?

 (2018)


Bakanlıktan etiket ayarı! 'Hakiki' ve '%100 Doğal' yasak… (2017)

Şubat 2021


 

Devlet işleri: Yer isimlerinin değiştirilmesi

 


Coğrafi yer/mekân isimlerinin sosyolojik dili: Kültürel kırımın etkisi
Şükrü Aslan   Birgün

  Modernleşme süreci yer isimlerinin daha da dar bir bağlamda; milliyetçilikle ele alınmasına yol açmıştır. Bu süreç önce ‘vatanı elde etmek’, sonra da ona milli bir kimlik giydirmek biçiminde tezahür etmiştir. Vatana kimlik giydirmenin en önemli araçlarından birisi ise yer isimlerini değiştirmek olmuştur. Artık yer isimleri hakim kimliğin ve kurucu aktörlerin izlerini taşıyacak; eski mukimlerin kültürleriyle ilişkili isimler önce kayıtlardan silinecek sonra da belleklerden silinmesi için ‘tedbirler’ alınacaktır. Nitekim şehirlerin, kasabaların ve köylerin yanı sıra meydan ve sokak isimleri modernleşmeyle birlikte yoğun politik müdahalelerle karşılaşmıştır.19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyılın başları bu yönlü politik müdahalelerin görünür olmaya başladığı dönemlerdir. Bugünkü Anadolu içlerine doğru dışarıdan gelen göçmenlerin yerleştirilmesi ile ‘yeni’ yer isimleri de verilmeye başlanmıştır. Mesela ilk göçmen gruplar olarak Tatarlar, Çerkesler ve Balkan muhacirlerin yerleşim birimlerine Reşadiye, Hamidiye, Aziziye, Arifiye, Ümraniye, İsmetiye, Talatiye, Mahmudiye, Mahmutbey gibi padişah ve şehzadelere gönderme yapan isimler verilmiştir. Aynı süreçte bu coğrafyanın kadim kültürlerden gelen isimleri de değiştirilmeye başlanmıştır. Mesela Erzincan’ın Gercanis kasabasına Sultan Abdülaziz’in iradesiyle Refahiye adı verilmiş; Dersim Kızılkilise kazası Nazimiye’ye, Megri Fethiye’ye, Atronos önce Orhanili ve sonra da Bursa’ya dönüştürülmüştür.


  1925 yılında yer isimlerini değiştirme mesaisi o kadar yoğundu ki İstanbul’da 300 dolayında sokak ve mahalle adı değiştirilmişti. 1927 yılına gelindiğinde ise İstanbul’daki tüm yerlerin yüzde 19’u artık yeni isimleriyle kayıtlarda yer almıştı. Özellikle cadde/sokak isimlerinde değişiklik, kimliksel kaygının baskın niteliğini gösteriyordu. Mesela Gürcü Kilisesi/Sokak Kazım Orbay Caddesi olmuştu. Ermeni Kilisesi Sokak/Fırın Sokak, Hasop Sokak/Perihan Sokak, Rum Kabristanı/Yeniköy Tepe, Kilise/Nevizade, Balıklı Kilise/Seyit Nizam, Ermeni Bostanı/Türk Bostanı, Aya Nofri/Dulkadiroğulları, Papaz/Bahriyeli Şükrü, Hançerli Kilise/Ulubatlı Hasan, Rum Kilisesi/Hacı Murat, Kaliyari/Kara Osman olarak değiştirilmişti. Müslüman olmayan isimler yerine Türk devlet adamları veya komutanlarının isimleri öne çıkarılmıştı.

  1926’da çıkarılan Çift İsimle Anılan Vilayetlerin Tek İsimle Anılması yasası da aslında aynı politika ile ilgiliydi. Bu yasaya dayanarak Canik, Samsun’a; Saruhan, Manisa’ya; Kocaeli İzmit’e; Menteş Muğla’ya, Bozok Yozgat’a; İçel, Silifke’ye, Görle, Görele’ye; Enderin, Andırın’a dönüştürülmüştü.

Sonuç

Kuşkusuz Türkiye’de yer isimlerini değiştirme politikası yıllar içinde büyük bir kültürel kırıma yol açmıştır. Bu müdahalenin sonucunda Karadeniz’de genellikle Lazca, Ermenice ve Gürcüce yerleşim isimleri değiştirilmiştir. Rize’de bu oran yüzde 79, Artvin’de yüzde 88 Trabzon’da yüzde 78, Bayburt’ta yüzde 80 ve Erzincan’da yüzde 66, oranında gerçekleşmişti. Kürt coğrafyasına geldiğimizde bu oranlar daha da yükselmiştir. Şırnak’ta yüzde 92, Hakkari’de yüzde 86, Batman ve Bitlis’te yüzde 84, Mardin ve Erzurum’da yüzde 90 üzerinde gerçekleşmiştir. Mardin’de 647, Erzurum’da 653 köyün adı değiştirilmiştir. Diğer bölgelerin tamamında benzer bir durum söz konusudur.

        

28 Temmuz 2021

Haziran 2021


Bartın Araştırmaları -2

Muşta

                          

'Pabuççu muştası' ya da fonculuk üzerine
Fatih Yaşlı   haber.sol 

 

 Pabuç yapımında kalıp tam oturmadığında muşta ile yandan bir iki kez vurularak yapılan düzeltmeye atıfla kullanılan bu tabir, toplumun kendi iç dinamikleriyle bir dönüşüm yaşamasının imkânsız olduğu yönündeki inanca ve Batının elindeki muştayı kullanarak dönüşümü gerçekleştireceğine yönelik beklentiye işaret eder.

 İdeolojik hegemonya çeşitli araçlarla kurulur. Din ve milliyetçilik toplumun sınıfsal niteliğini ve sömürüyü gizlemeye yardımcı olur örneğin. Okulda, evde, askerde düzenin ideolojisi kuşaktan kuşağa aktarılır. Gazetelerde, dergilerde, televizyonlarda, internet sitelerinde, düzenli olarak kapitalizmin doğallığından ve insan fıtratına en uygun sistem olduğundan bahsedilir. Akademisyenler, sosyal bilimciler, iktisatçılar bunun üzerine makaleler, tezler, kitaplar yazarlar.

 Bugün fonlar kapitalizmin meşruiyetinin tesis edilmesi ve ideolojik hegemonyanın kurulması için kullanılan en etkili araçlardır. Çünkü bugün “fonculuk” denilen mekanizma bütün bir düşünce dünyasını ve akademiyi ele geçirmiş, AB’den, şirketlerden veya vakıflardan para almadan bilgi ve fikir üretmek neredeyse imkânsız hale gelmiştir. 

Esin Eyican, Filyos Sanat Buluşmaları, 2004


 
2. Abdülhamid’in 
istibdat rejimine karşı İngiltere’den medet uman tavrın günümüzdeki temsilcilerinin, “pabuççu muştası” arayışına devam edenlerin, demokrasiyi Batıdan bekleyenlerin, fon mekanizmalarına ve fonculuğa bu
kadar iştahla sahip çıkmalarında bir sıkıntı bulunmuyor. Onlar bu mekanizmaya ve bu mekanizmanın meşruiyetine hizmet ettiği şeye, yani kapitalizme iman etmiş durumdalar zaten. 

 Sıkıntı, kendisine solcu, Marksist, sosyalist vs. diyenlerde. Yazılarında, makalelerinde, kitaplarında Marksizm adına mangalda kül bırakmayanların, “sınıf” demeden cümle kurmayanların, dibine kadar “ortodoks” olanların,  iş gündelik meselelere ve pratiğe geldiğinde adeta birer liberal kesilerek liberal apolojinin birbirinden muazzam örneklerini sergilemelerinde. Bunun için ise “otoriter rejim/faşizm” bahanesinin arkasına sığınmalarında. En temel ilkeleri, en basit konumlanma gereklerini bile “faşizm var” diyerek erteleyip geçersizleştirmelerinde.

                            

27 Temmuz 2021

Yeniden Baskı - Haziran 2021


 

Konser - Devrek



  ONUR ŞİİRLERİNDEN ŞARKILAR

Kömür Karası Müzik Gurubu, doğumunun 101. Yılında Rüştü Onur'un şiirlerinden besteledikleri şarkılarla şairin doğduğu şehir Devrek'de bir konser yapacak.

Devrek Belediyesi ve ROSAK'nin (Rüştü Onur Sanat ve Kültür Derneği) organizasyonu ile 3 Ağustos saat: 20.30'da Devrek Cumhuriyet Alanı'nda gerçekleşecek konserde Kömür Karası Müzik Grubu Rüştü Onur şiirlerinden 10, Muzaffer Tayyip Uslu ve Kemal Uluser şiirlerinden besteledikleri birer şarkı ile dinleyicilerle buluşacak.

Kömür Karası Müzik Grubu'nun besteci ve vokalisti Fahri Bozbaş, COVİT-19 ile mücadele sürecinde sanatın ve sanatçının yok sayılmaya çalışıldığını vurgulayarak şöyle konuştu:
"Yaklaşık 80 yıl önce ciğerlerindeki verem hastalığı nedeniyle her gün entube bir yaşam süren, buna karşın şiirle yaşama sarılan Rüştü Onur ve arkadaşlarının dizeleri bize müzikal bir ödev sundu. Altı aylık bir çalışmanın sonunda, veremden muzdarip bir yaşam sürerek genç yaşta yaşama veda eden tarlakuşu şairlerin dizeleri bizde yeni sevinçler, yeni umutlar yarattı. COVİT-19'un ciğerlerimizden önce beyinleri tarumar ettiği bu günlerde hep şarkı söylemek istediğini belirten, sık öksürük nöbetleri nedeniyle bunu gerçekleştiremeyen Rüştü Onur ve arkadaşlarının sesini çağımızda yankılamak bizi çok mutlandırdı."

Kömür Karası Müzik Grubu'nun vokalisti Şef Levent Özger de, Rüştü Onur ve arkadaşlarının İkinci Dünya Savaşı ve mükellefiyet yıllarında yoksulluk ve hastalıkla boğuşurken şiirle yaşama sarıldıklarını ifade ederek "COVİT-19 şartlarında kalıcı bir repertuar oluşturduk. Moralimizi yükseltmemiz ve yaşama sarılmamız için Rüştü Onur yaklaşık 80 yıl önceden hepimize sesleniyor. Bu sesin havzayı aşan, ulusaldan evrensele yayılacak bir ses olduğuna inanıyorum. Çünkü müzik evrenseldir" dedi.

Kemal Uluser

24 Temmuz 2021

Rize

 

O fotoğrafın hikayesi: "Nefessiz kaldığımız bir ortamda o duruş bize nefes aldırdı”

O fotoğrafı, direnişçilerin seslerini duyurmak için köy halkına başından bu yana destek veren ekoloji aktivisti, yerel gazeteci Eren Dağıstanlı çekmişti. Dağıstanlı’nın “Bir avuç cesur insanın onurlu mücadelesi” notuyla paylaştığı fotoğraf binlerce kez paylaşıldı, anonimleşti, unutulmazlar arasına girdi. Dağıstanlı o fotoğrafın öyküsünü ve İkizdere Direnişi’ni Sendika.Org’a anlattı.

       

20 Temmuz 2021




 

"Valizler Dolusu Umut’ < Bu yıl Türkiyeli işçilerin Almanya’ya göçünün 60. yılı.

1960’lı yıllara hayat veren bir sergi

Gazeteci Ali Çarman’ın birebir sohbetler üzerinden uzun yıllar büyük bir sabır ve titizlikle toplamış olduğu materyallerden oluşan sergi Stuttgart DGB ve Stuttgart DİDF tarafından sergiye açıldı.

Türkiye’den yola çıkış, işçi yurtları (Heim) ve iş hayatı, kadın işçiler, ortak mücadele, grevler ve gençlerin durumunu yansıtan ve 30 panodan oluşan sergiyi izleyenler tarihi bir yolculuğa çıkmaktan kendilerini almadılar.


19 Temmuz 2021

İHD

      

İHD, kurulduğu 17 Temmuz 1986 tarihinden beri Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları sorunu olduğunu ifade etmekte ve bu sorunun giderilmesine katkı sunmak için mücadelesini ısrarla, inatla ve umutla sürdürmektedir. İHD’nin bu mücadelesi Türkiye’de insan hakları bilinci ve kültürünün oluşmasına önemli katkılar sunmuş ve sunmaya devam etmektedir.

İHD 35 YAŞINDA! 

17 Temmuz 2021

Devletini kur, terörist sayılmaktan kurtul: İki çocuktan iki seri katil yaratmak!



320’den fazla silah denenmiş

  RUSYA Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Suriye’deki operasyonlar sırasında Rus ordusunun 320’den fazla silah çeşidini denediğini belirtti. Rus helikopter üreticisi Rostvertol şirketinin yönetimiyle görüşen Şoygu, Suriye’deki operasyonlar sırasında askerlerin Rostvertol’ün ürettiği helikopterler de dahil 320’den fazla silah çeşidini denediğini ifade etti.

Şoygu, operasyonların sonuçlarına göre Rostvertol’ün helikopterlerinde ciddi değişiklikler yapıldığına ve Rus şirketin helikopterlerinden birinin operasyonların bir sonucu olduğuna dikkat çekti. Hava silahlarının geliştirilmesinden bahseden Şoygu, özellikle teçhizatı ve helikopterleri güvence altına almak için hava savunma sistemlerinden veya MANPAD’lardan daha uzun menzile sahip silahlara ihtiyaç olduğunu kaydetti. Şoygu,”Bugün biz bu silahlara sahibiz. Bu, Suriye operasyonu sayesinde, bu işi yapanlar sayesinde oldu” dedi.

  Putin“Yeni silahları Suriye’de test edip kullanarak deneyim elde ettik. Kâğıt üzerinde yeni silahlara sahip olmak bir şey, ancak gerçekte nasıl çalıştıklarını görmek çok başka bir şey. Subaylarımız ve generallerimiz çağdaş silahlı çatışmanın ne demek olduğunu anlamaya başladılar” diye konuşmuştu. 


Tehlikeli, moda bir sözcük: Sürdürülebirlik

Cumhuriyet
 

15 Temmuz 2021

Anma

 

Kömür

 

“Kömür Yaşamı Zorlaştıran Bir Faktör Haline Geldi”

Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Proje Sorumlusu Onur Akgül, “Zonguldak için bir zamanlar gelişim anlamına gelen kömür, artık şehir halkı için maddi ve manevi anlamda bir yıpranma sebebi, yaşamı zorlaştıran bir faktör haline geldi. Zonguldak, adil bir dönüşümü, doğal güzellikleri ve kültürel yönüyle ön plana çıkmayı hak ediyor. Zonguldak halkı, kömürlü termik santrallardan kurtulduğu, çevre dostu bir ekonomi planlamasıyla yüzünü aydınlık yarınlara dönmek istiyor. Bu dönüşüm için belediyeler harekete geçmeli ve Zonguldak’ta iklim dostu bir ekonomi ve kentsel tasarım stratejisini planlarına dahil etmeli. Biz de Zonguldak’ta adil dönüşüm sürecini desteklemek için bir kampanya başlattık. Bu alanda hazırladığımız geniş kapsamlı bir çevre ve halk sağlığı raporunu kamuoyuyla paylaştık. Ayrıca Zonguldak halkının ve kaçak madende çalışmak zorunda kalan insanların değişim taleplerini konu alan videolarımızla sosyal medyada kampanyamızı destekliyoruz” dedi. Akgül, belediye planında yer alması gereken aksiyonları şu şekilde sıraladı.  ttps://ww.iklimhaber.org/greenpeace-zonguldak-icin-baska-bir-hayat-mumkun/

07 Temmuz 2021

19 Haziran-3 Ekim 2021 < Köln

Köln’de göç sergisi: Vor Ort-Yerinde

Şehirlerdeki değişim göç geçmişli insanların gözü ve fotoğraflarıyla sergileniyor. 1955 ve 1989 yılları arasında Köln ve Rheinland’daki diğer şehirlerde çekilen fotoğraflar, sakinlerin sürekli değişimini görünür kılıyor. Göçmen işçilerin fotoğraf öyküleri, şehirlerin kamusal görsel belleğine şimdiye kadar ponundan Chargesheimer, Candida Höfer ve Ulrich Tillmann’ın kentsel yaşam fotoğraflarıyla birleştirip Christel Fomm, Gernot Huber, Günay Ulutunçok ve diğerlerinin fotoğraflarıyla tamamlıyor.

Ludwig Müzesi’ndeki sergide, bu nedenle, ilk kez özel fotoğraflar odak noktası oluyor. Burada önemli bir başlangıç noktası, DOMiD koleksiyonundan göç hikayelerinin kanıtı. Yapılan röportajlarda, serginin sorumluları çeşitli hikayeleri hakkında bilgi veriyor. Şehirdeki yaşamı ve göçün bu yaşamı nasıl canlandırdığını anlatıyorlar. Özel fotoğraflar, sokakların, evlerin, dükkanların, barların ve parkların nasıl hafızanın taşıyıcıları haline geldiğini ve şehrin tarihinin bir parçası haline geldiğini gösteriyor.


06 Temmuz 2021

Veda

Rıfat Ilgaz'ın gözaltı anıları

 Sonra yine emirler "Kaldır kollarını. Aç ayaklarını". Yaşlı yazar her seferinde büyük bir çaba ve hüzünle istenilenleri yapar. Ardından Kastamonu mezbahasına tıkarlar hepsini. Orada ihtiyar yazar oturacak olur, bir ses gelir "Yasak". Ilgazla gelen tutukluların diğer bir özelliği de, hepsinin beylere ağalara karşı halkı tutan, adil, dürüst memur ve aydınlar olmasıdır. Yanı sıra köylüler ve öğrenciler ve işçiler de vardır. Bir er, oturmasına izin verilmeyen ihtiyar yazarın yanına gelir, "Amca benim nöbetimde oturabilirsin. Gözlerini de aç istersen" der. Sonra inanamaz bir bakışla Ilgaz'ı süzerek "Amca senin yazar olduğunu söylüyorlar doğru mu" diye sorar. Sonra ekler, "Aklım ermiyor. Bu kadar kitabın var da, seni neden getirdiler?" Er Samsunlu Azem'dir Ilgaz'la dost olur. 

GEZİ


 

05 Temmuz 2021

Bayram Yaklaşıyor, Hediyeniz Kitap Olsun!

"İbn-i Rüşd, Merakeş'de vefat etti. Doğup büyüdüğü şehir olan Kurtuba'ya gömmek istediler. Cenazesini eşeğin bir tarafına yerleştirdiler, yükü dengelemesi için diğer tarafına ise yazdığı kitapları koydular."

İbn-i Rüşd, 
Ahmet Necip
Gece Kitaplığı

04 Temmuz 2021

2020 Arthenos > Okyar Atilla


     
        
Birol Üzmez
Nazım Baysal, Bir Zonguldak Hikayesi…


03 Temmuz 2021

LÖSEV



 

zhaber

       

Köktürk Ortaokulu öğrencileri Medine Akalın, İrem Nisa Çakmaklı, Kadir Yılmaz, Elif Öztürk, Medine Nur Çetinkaya, Fatih Emre Arıcı, Yağmur Akol, Yavuz Selim Usta, Esmanur  Yalılı, Medine Ergin, Tunahan Altuntaş kendi eserlerinden oluşan kitaplarını çıkardılar. 

Beycuma, Beycuma’nın köyleri, Zonguldak, Devrek, Alaplı, Ereğli’yi konu alan şiir, hikaye, masal ve fablların yer aldığı kitap;Türkçe Öğretmenleri Miray Karabacak’ın rehberliğinde, Okul Müdürleri Orhan Islak’ın da desteğiyle aylarca süren çalışmalar sonucunda oluşturuldu. En büyük hayalleri  güzel bir kütüphanelerinin olması olan Beycumalı Yazarlar, imza günü yaparak kitaplarını tanıtacaklar.

Kdz. Ereğli

KDZ. EREĞLİ BELEDİYESİ OYUNCAK EVİ, 2 TEMMUZ CUMA GÜNÜ SAAT 14.00’TE AÇILIYOR

İnönü Parkı’nda açılacak olan Oyuncak Evi, yalnızca Ereğli’nin değil bütün çevre illerin de çekim merkezi olacak bir dizi etkinlik gerçekleştirecek. Oyuncak Evi’nde Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi koleksiyonundan 400 eserlik bir sergi yer alıyor. Ayrıca, Ereğli’de geçmişte oynanan oyuncaklardan da örnekler bulunuyor. Ziyaretçiler, sanal gerçeklik gözlüğüyle farklı dünyalara yolculuk edebilecekler.

Oyuncak Evi’nin amacı, oyuncakların diliyle toplumsal, tarihsel değişimi gençlere, çocuklara anlatabilmek, büyüklerle çocuklar arasında köprü oluşturmak, farklı kültürleri çocuklara göstermek…

Ayrıca atölye çalışmalarıyla çocukların kişisel becerilerini geliştirebilmelerine katkı sunulacak. Atölye çalışmaları konusunda Bülent Ecevit Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi’yle, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’yle ve Ereğlili sanatçılarla, öğretmenlerle işbirliği yapılacak.

                      

 

Filiz'in isyanı: Öldürülmek istemiyorum

ZONGULDAK'ta, 1,5 yıldır ayrı yaşadığı eşi S.A.'nın kendisini ölümle tehdit ettiğini iddia eden Filiz Adalı (36), savcılığa suç duyurusunda bulundu. Eşi hakkında 6 aylık uzaklaştırma kararı verildiği belirten Adalı, "Artık sesimi duyurmak istiyorum. Yıllarca fiziksel ve cinsel şiddet gördüm. Öldürülmek istemiyorum. İsmimin öldürülen kadınlar arasında geçmesini istemiyorum" dedi.

Kilimli ilçesinde yaşayan Filiz Adalı, Zonguldak Adliyesi'ne giderek, 19 yıldır evli olduğu ve 1,5 yıldır ayrı yaşadığı eşi S.A. hakkında şiddet gördüğü, tehdit edildiği ve hakarete uğradığı iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. 3 çocuk annesi Adalı'nın ifadesinin ardından savcılık, S.A. hakkında 6 ay uzaklaştırma kararı verdi. Önceki gün eşi S.A.'nın çocuklarıyla yaşadığı eve geldiğini anlatan Adalı, kendisini öldürmekle tehdit ettiğini söyledi.   

28 Haziran 2021

Kdz. Ereğli


 

Emniyet

  

 Gazeteciler polis şiddetine karşı sokağa çıkıyor

12 basın meslek örgütü, "Basının nefesini kesemezsiniz!" diyerek İstanbul, İzmir ve Ankara Valilikleri önünde basın açıklaması yapacak. Ankara'daki açıklama saat 11.00'da, İzmir ve İstanbul'daki açıklama ise saat 14.00'de olacak. 

  “Bu şiddet uygulamasının amacı basını bezdirmek ve görevini yapmaktan uzak tutmak ise, bu amaca ulaşmanın mümkün olmadığını bir kez daha gür bir sesle haykırıyoruz.

“Bu kabul edilemez anlayışı şiddetle kınıyoruz. Tepkimizi dile getirmek için tüm meslektaşlarımızı üç ilde Valilik önüne kameralarımızı, fotoğraf makinelerimizi, not defterlerimizi bırakarak, şiddeti barışçıl şekilde protesto etmeye çağırıyoruz.

“Gazetecilere şiddet uygulanmasını kanıksamayacağız, asla kabul etmeyeceğiz! Ellerinizi gazetecilerin üzerinden çekin!” (HA) 

İlk baskısı 1977'de yapılmış. Hasan Cemal çevirisi ile yeniden:

Me-ti: Deyişler

Su [SSCB] polisi

Me-ti şöyle dedi: İyi insanlar talep etmeyin, iyi mevkiler yaratın! İyi bir mevki, iyi bir insanı gerektirmeyen mevkidir. Polislik meslek değildir. Ancak geçici bir görev olabilir. Kimi işler ancak kısa süreliğine yapılabilir. Polisin işi de bunlardandır. Bir polisin, polis olma tecrübesine ihtiyacı yoktur, çalışan bir insan olma tecrübesine ihtiyacı vardır. (s. 139)

https://www.e-skop.com/skopbulten/pasajlar-me-ti-deyisler/6176

26 Haziran 2021

Sivas’ta, 2 Temmuz 1993 tarihinde...

 

Anayasa Mahkemesi, Sivas katliamı başvurusunu 7 yıl sonra görüşecek
Sivas’ta, 2 Temmuz 1993 tarihinde 33 yurttaşın yakılarak öldürüldüğü katliama ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne, 2014 yılında “yargısal sürecin etkisiz olduğu” iddiasıyla yapılan başvuru, 29 Haziran Salı günü görüşülecek.

 
Katliam mağduru ailelerin avukatlarından eski CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan; yaşam hakkının, adil yargılanma hakkının ve makul sürede yargılama haklarının ihlali ile ilgili başvurduklarını belirterek, “Olumlu bir karar çıkmasını, AYM’nin bu ihlalleri görmesini bekliyoruz” dedi.

Sarıhan bu başvuruda tazminat talebinde bulunduklarını söyleyerek, “Adalet bu davada hiçbir biçimde yerini bulmuş olmayacak. Mesele tazminat meselesi değil. Mesele, bu katliamı önleyici tedbirlerin alınmasıydı. 35 insan yaşamını yitirdi. Gerekli soruşturmanın yapılmaması ve arkalarındaki örgütlerin ele geçirilmemesi yeni katliamların nedeni oldu. Hukuki taleplerimizi sunuyoruz ama esasa ilişkin bir neticeyi değiştirmeyecek. Bu da bir tatmin konusu olamayacak” dedi.


SİVAS'TA NE YAŞANDI?

ZOKEV

     

ZONGULDAK Kozlu Esenköy İlkokulu ve Ortaokulu Kütüphanesi bugün açıldı.
Kütüphane iç tasarımını mimar arkadaşımız Ece Bakioğlu'nun yaptığı Kütüphaneye Vakfımızca da üçyüz adet kitap bağışı yapılmıştır.
Emeği geçen herkese teşekkür ederiz.
Kitap bağışına katkı sağlayan üyelerimiz Arzu Genç ve Eylem Kabarık arkadaşlarımıza da ayrıca teşekkür ediyoruz. ZOKEV

 

24 Haziran 2021

Çatalca

 Nesin Vakfı

48 Yıl Olmuş...

Nesin Vakfı’nda Çocukların Özgürlükleri ve Hakları

 

22 Haziran 2021